Kayıtlar

Mart, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Üçüncü Şahıslar ve Ben

Sanırdım,  Öğrenmeden önce,  Öğrenmeden önce "hakikati" Hakikatin güçlüğünü.   Sanardın,  Öğrenmeden önce,  Öğrendikten sonra, "hakikatin"   Mutlak hakikat olmadığını.  Sanardınız,  Öğrendikten sonra,  Öğrendikten sonra "h akikatin"  Hakikati kendine sakladığını.

Keşkeler ve Neyseler

Hiç mi görmediniz, İşitmediniz  İçimde yanıp duran  Şu dilsiz kuşun feryatlarını  Niçin görmezden geldiniz? Çok mu mesut göründüm,  Çok mu uzak sandınız sizden.  Niçin beni ötelere savrulurken durdurmadınız ki ?  Bu kadar mı çekindiniz kendinizden  Bize öğretilen değerlerin yansıması, böyle mi olmalıydı sahiden? Ne yazık! Oysa küçük bir çocukken ne çok inanırdım  O sevgi denen namussuza. Şimdi bakıyorumda, çocuk aklımla  Ne çocukça düşlerle avutulmuşum, Yazık etmişim gençliğime  Benimde bir anlayanım çıkar diye.  Ah! Ah keşke!  Her neyse,  Böyleymiş yazgım  Kabulüm artık,  Şu kavanoz dipli dünyaya Bir beni sığdıramadılar ya Onda kaldı aklım. 

Bir Takım Serzenişler

Öylece durdu, Sanki her şey, Oldu bittiye geçivermişçesine  Durdu,  Artık sözlerindeki hükmün yittiğini, O da anlamış olmalıydı.  Bu kadar kolay mıydı? Diye düşünüp durdu İçini kemiren kuytu düşüncelere Sizi haksız çıkarmayı ne çok isterdim ah! dercesine, Sahi, gözler nasıl da yalan söyleyebilirdi!  Hiç mi belli etmezdi o toprak rengi kahvelikler  hakikati, ne acı!  Oysa ki pek âlâ sözlerine itimat ettiği dedesi söylemişti ona  “gözler yalan söylemez evladım." İnandırıldığı her şey  Meğer her şey birer beyhude  Birer Ali Cengiz oyunu edasıyla oynanmıştı!  Ne yazık,  Oysa o henüz On sekizlerinde pek körpe  Gencecik bir delikanlıydı o zamanlar.  “Keşke, ah keşke seni tanımadan önceki kendimi,  senden beriye koyvermeseydim” dedi. Önünde akıp giden zamana  Bir ömür yüklü, Hüzünlü ama bir o kadar  Da pişman halde  Haykırdı!  “Niçin bunu bana reva gördün!” Sorusuna bir yanıt alamadı, Pek de şaşırmamıştı,...